Bu blog dil ile ilgili yanlış bilinenleri, bilinmeyenleri ya da gizemleri ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuştur.
Giriş
Bu çalışmada iki sözcük için öze ulaşan; gerçek kökenin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çünkü Türklük bilimi ile uğraşan tarihçi, dilci ve diğer dallardan öğretim üyelerinin çalışmalarında, görüşüme göre tekçe bu sözcükler için farklı kaynaklarda kullanılmış olan adların belirtilmesiyle yetinilmekte; “sözcüklerin neden ve nasıl düşünülerek bu seslerle kurgulandığına”, yani kökene değinilmemektedir! Dicle için durum budur. NİAGARA için de Türklük karşıtlarının, Güneş Dili Türkçe karşıtlarının “bu ne yaygara” benzeri alaycı yaklaşımları dışında öneri bulunmamaktadır. Kendilerini Türk dilinin savunucusu sayan kimi öğretim üyeleri de, konuya bu sözcük Kızılderililerin diline aittir diyerek, Türkçe ile ilişkisini araştırmak verimli sonuç getirmez düşüncesiyle, sözcüğün Türkçe ilişkisine ya da niteliğine ilgisiz yaklaşmayı seçmektedirler ne yazık ki! (1)
Bu iki sözcüğe Güneş dili Türkçe (3) açısından yaklaşılarak, geçmiş yazınlarla bağlantı kurulması, birlikte değerlendirilip yorumlanması da amaçlanmaktadır. Bu şekilde bu iki sözcüğün gerçek kökenleri ortaya konulmaya çalışılacaktır.
- Dicle sözcüğünün köken önerisi 1.a- İlgili Kayıtlar
Semavi dinler diye bilinen kaynaklar incelendiğinde, Tevrat ta ‘DİGRİS’, İncil de ‘TİGRİS’, Kuran da ‘DİJLE’ şeklinde kayıtlar görülmektedir. Ama bunlardan daha eski olan Sümer tabletlerinde ‘İDİGNA’, sonra günümüze yaklaştıkça ‘İTİGELE’ ve sonunda ‘DİCLE’.
Sıralarsak; İDİGNA> İTİGELE(N)> İTİGELE> İDİGLA>DİCLE>DİJLE>TİGRİS>DİGRİS
hep aynı kurguya uyan sözcüklerdir kanımca! 1.b- İDİGNA sözcüğü için köken önerisi
Yeniden vurgulamak gerekirse; bu sözcüğün kökeni için yazılanlar, ilk kez ırmağa bu adı veren atalarımızın nasıl düşünüp bu sesler ve şekillerle “ İDİGNA” dediklerinin yanıtı olmalıdır. Sözcüğü tıpkı bir kaya yazıtındaki damgaları çözümler gibi irdelemeye çalışacağız!
Önce bu ırmağın göklerden görüntüsüne bir bakalım mı? Yukardan aşağıya!
Görsel 1a (internet görseli)
Görsel 1 b
↓A
↓N (a)N (gök)
↓G Gün (eş)
↓İ
↓D (ya da T) (tabanımızı bastığımız kaya, ger, yer!)
↓İ
Görsel 1b de kolaylıkla görülebileceği gibi; siyah ‘İ’ şeklinde iki kaynak aşağıya inen dik çizgisi! İTİ ya da İDİ!
T ya da D için Dağarcık Türkiye haziran yazınında; TAMGA sözcüğü için açıklama verilmişti. Böylece gökten (AN) aşağı düşündüğümüzde sonra G (güneş) ve sonunda yeraltından (içinden!) iki kaynaktan oluşmuş İDİGNA!
T eylem bildiren sözcüklerde, D durağan durumlarda ve adlarda kullanılmaktadır. Göktürk Abecesindeki ‘D’ de (X) görüldüğü gibi iki çizginin kesişmesi şeklinde; durmayı anlatmaktadır görüşüme göre! (Dilin kurgusundaki ana değişkenlerden biri de yer değiştirme yani devinimdir!)
Bu düşünüşle sözcük suyun yer değiştirdiği düşünülünce İTİGELEN biçimine dönüşmüş görünüyor. Sözcükteki A düşmüş; D T ye dönüşmüş! Sağdan sola ya da yukarıdan aşağı düşündüğümüzde yine N den G ye yön! Gelmek bu demek ki! NİL sözcüğünde de aynı kurgu var kanımca. Göklerden (e)L(e) İ nen su! Nil’ in diğer adı ‘TAU’ da Uzaktan (gelen) yaşam
(A) gibi anlamlandırılabilir!
Ayrıca yine Sümer diye bilinen dilde ‘GİD’ Alm. uzaklaşmak olarak geçmektedir! Sözcüğü ters çevirdiğimizde DİG şeklinde isim olmalı! (bakınız NİAGARA). Prof. Osman Nedim Tuna görüşünde haklı olmalı bu sözcükteki anlamla birlikte yorumlandığında. (5)
İ’nin I’dan dönüştüğü, bu dönüşümün o ö, u ü, a e arasında da olduğu ve dönüşümün insanı ya da bilinci gösterdiği kanısındayım. Ayrı anlatırsak: ‘dönüşümün nedeni insan ya da kavrayışımızdır’.
1.c- Özet
Görüldüğü gibi özdeklerin algılanmasında, olan-bitenlerin kavranmasında, sözcüklerin kurgulanmasında güneş her aşamada etkin olarak devrede. Nesneler görülmeden kavram ve öğrenme olanaksız. Güneşin Dili Türkçedir! Güneş sözcüklerin içinde ses ve damga olarak ta yer almaktadır çoğu yerde!
Niagara sözcüğünün köken önerisi
Giriş
Bilindiği gibi çok bilinen bu “NİAGARA” sözcüğünün kökeni için sürekli yazılmış; konuşulmuş ama öze inen bir öneri ortaya konulamamıştır. Bildiklerime göre düşüncem bu ne yazık ki. Dille ilgilenen dilbilimcilerin ve öğretim üyelerinin kavrayışları yetersiz olmalı.
Ayrıca dilin kökeni de henüz çözülememiş bir konu olduğundan durum bu açıdan düşünüldüğünde doğal!
Ya da başka deyişle; “dilin doğuşuna eşlik eden şeyin ne olduğu konusunda düşünce birliği yoktur” görüşü nedeniyle; sözcüklerin nasıl kurgulandığı tam olarak anlaşılamadığından durum budur! (2, 4)
Ama daha da üzücü olan konunun Türk düşmanlarınca aşağılanması, halk etimolojisi olarak nitelenmesi, ne yaygara şeklinde yakıştırmalar yapılması; özetle Güneş Dili Türkçe ve Türk düşmanları tarafından kullanılmasıdır.
Türk Ulusunun bir üyesi ve özenci olmanın verdiği özgürlükten güç alarak onay görecek bir çözümleme amaçlanmaktadır bu yazında.
Önerilen çözüm doğru ise sözcüğün kökenini açıkladığı gibi, kurgulanırken düşünülen bütün aşamaları da eksiksiz ve kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıkça göstermelidir!
“Son iki asırda ilkel insanın konuşma üretimine geçiş yapması ile dilin oluşumuna ve kökenine dair birçok varsayım üretilmiştir. 1886 senesinde Paris Dilbilimi Topluluğu (The Linguistics Society of Paris) yazıdan öncesine (yaklaşık 5.000 sene öncesine) gidilemedi ğinden, dilin kökenine dair yapılan araştırmalara yayınlarında yer vermeyeceğine ilişkin duyuruda bulunmuştur. Ancak dilin kökenine dair araştırmalar yine de devam etmiştir. ” (2)
“İnsan sosyal bir varlıktır. Birlikte yaşayan insanlar, duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarmak isterler. Dil bu bildirişim ihtiyacından doğmuştur. Bu doğuşa kaynaklık eden şeyin ne olduğu konusunda bir birlik yoktur.” (4)
Halk etimolojisi: Çözümlenmesi zor yabancı bilinmedik bir formdan, daha bilindik bir forma zaman içinde dönüşen ve etimolojik açıdan yanlış ve yakıştırma olan sözcük ya da deyim.
AMAZON> amma uzun, NİAGARA> ne yaygara! 2.1.a- Sözcükle ilgili kayıtlar
NİAGARA ve ONGİARA sözcükleri herkesin ulaşabileceği iki kayıttır. Ayrıca farklı Kızılderili ağızlarında bu sözcüğün ‘y’ li; ‘h’ li türevleri de vardır. (6)
2.1.b- Köken önerisi
Görsel 2.1.b Niagara şelalesi
(İnternet kaynaklı fotoğraf kullanılarak Paint ile çizdim. Niagara Şelalesi’nin Büyüsü | Turna.com)
Nisan 2018’ deki “Güdül Türk Kaya Yazıtları ve Gizemleri” yazınına dönelim. Yazındaki dilin kendisinin ne olduğuyla ilgili, (yazara özgü) dil tanımımı altta yeniden ekliyorum!
“Dil, ilk dili olacak düzeyde evrimleşmiş atalarımızdan başlayarak; birey olarak kavrayabildiğimiz; olan-biten her şeyin; zaman, ortam (uzay, hacim), yön ve hareket ana değişkenleri kullanılarak; benzetme aşamasını geçecek şekilde şekiller ve sesler ile oluşturulan izdüşümüdür!”
Sözcüğü; kavramı görseldeki gibi yerleştirelim! Ya da boyut katmaya çalışalım!
1 ↓N Gök; (N), (ha) N (üzerimizi örter gibi); yaşadığımız (a)N
2 ↓ İ (İ’den sonra arada gizli Y var gibi ve onu da kaynaştırma amaçlı düşünebiliriz) *
3 ↓ A Devinim
4 ↓ G (Ger, Gaya! (G yerine ğ, h olabilir değişik ağızlarda! Türk dilceklerinde de tag (dağ) var!
5 ↓ A Devinim
6 ↓ R Yinelenme, tekrar. titreşim (Orhun abecesinde Kalın R her gün Güneşten gelen ve uzaklaşan ışınım demek)
7 ↓ A Devinim
Görselde görüldüğü gibi Gök (N) ten İner gibi, G (ger, yer) ye doğru akan (AGARA!) !
NİAGARA gökten yere akarak inen su demektir! Düşünme yönü belirleyicidir! Gökleri (AN) ve güneşi (IK) anlamak ister gibi düşünerek (mantık!), ardından sürece akma eylemini de
ekleyince denilenler sözcüğün kökenini, ek olarak bütün diğer Kızılderili ağızlarındaki söyleyiş biçimleriyle de açıklayabilmeli. Doğruysa eğer mantık ve bütün kavradıklarımız!
Kavramayı kolaylaştırmak için birkaç küçük örnek verelim!
-Nİ
Gibi ya da Kimi (Azerbaycan lehçesi) sözcüğündeki –mi; Türkiye Türkçesinde -bi
Sağdan sola (←) İM: anlamı bulunan; anlam yüklenilen her şey, gösterge, iz, simge, belirti! Ters yönde; soldan (→) sağa dizdiğimizde Mİ: benzerlik eki; -mi; -bi
Böylelikle İN şeklinde düşündüğümüzde inmeyi; Nİ şekilde ise ineni, adı, olguyu tanımlamış oluyoruz! Sözcükteki K ve G de yine Güneş kanımca! Önceki yazınlardaki Bengi sözcüğünü, NG damgası için önerilen anlamı, NY için önerilen anlamı da bu sözcükte düşünebiliriz.
Ayrıca sözcüğü söylerken araya kaynaştırma amaçlı “Y” yi de ekleyerek “NİYAGARA” olarak seslendiriyoruz. Y yer anlamındadır kanımca!
-AGARA
-Sallamak; dolmak eylem bildiren sözcüklerdir. > sallama; dolma durum belirten sözcük ya da ad! Akmakta olan, sallanmakta olan; sallanmış olan! Eylem sona ermekte, ad ya da olgu anlamına dönüşmektedir sözcük! Eylem eki –k düşünce durağanlık ya da ad bildiren sözcüklere ulaşıyoruz!
Benzer düşünüşle AGARA (k) > AGARA!
* Orhun abecesi kalın Y Latin (!) Y ilişkisinin yorumu!
Kalın Y Sülyek Karayüz E 39 1 ve 2 dizgelerinde sola dönük biçimde (Ç oluyor!) bulunmakta. O yazıt 8-10 bin yıllıktır! Şimdi ilişki için yeni bir çizim ekleyeceğim.
Sağdan sola bakarsak yer’i küremsi olduğu için ‘D’ gibi görürüz. Mavi yayın içi yer dışı göktür özetle! Yerin yüzeyi sınır çizgisi. Yüzey iki boyutludur. En ve boy değil mi? Bu durumda yeri soyut olarak tanımlamak için bir boyut daha eklemliyiz. Alın size Latin (!) Y! Göğün içinde yer!
2.1.c- Özet
Umulur ki iki sözcük için, özellikle üzerinde çok yaygara yapılan NİAGARA sözcüğü için doğru bir köken ortaya konulabildi! Böyleyse eğer durum, Kızılderili sözcüğü olduğu söylenen; ama Türkçe düşünerek anlayabildiğimiz bu sözcüğün, diğer Kızılderili ağızlarındaki karşılıkları da bu öneriyle doğrulanabilir. Ve umarız yaygaralar sona erer, çok önemli dilbilimcilerin de “halk etimolojisi” şeklindeki kusurlu algıları değişir!
Yaşasın Türkçe! Aydınlıkla; sevgiyle kalın!
Not: Yukarıdaki yazının telif hakkı T.C. 5836 Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre yazarına aittir. Tümüyle iktibas edilemez ve kısmen atıfta bulunup, kaynakça belirtilmeden alıntı yapılamaz.
2) İnternet görseli
Not: Temmuz sayısı için düzeltme ve ekler!
Bu görseli biraz daha irdelemeye çalışalım. Türk kaya yazıtlarını çözümleme (düşünme) yöntemlerine uyarak! Sağdan sola, yukardan aşağıya! Görsel üsttedir. Şimdi bunu daha da açımlamaya çalışalım!
Sağdaki ilk görselden sola doğru bakınca çemberlerin soldaki yarıları görülmez ve 2 ye geliriz. Ve son olarak NY diye bilinen çift sesli Göktürk damgasına. Ancak Güdül kaya yazıtlarında da vurguladığımız gibi arada G yani güneş vardır! Göğün ve yerin görülebilmesi (kavranması) için güneşin varlığı zorunludur! Bu mantıkla arada nazal “N” diye bilinen NG olduğu düşünülmeli. Anımsanacağı gibi Güdül çalışmasında Göktürk Abecesinde NG olarak bildiğimiz damgadaki dik çizginin gök anlamındaki “N”, sola eğik kısa çizilen kısmın ise güneş anlamında olduğu açıklanmıştı. Belki de bu ses NĞ gibi olabilir! NG ve nazal “N” farklı olabilir görüşündeyim! Son olarak NY! NG → NĞ (nazal N!) → NY
Kaynakçalar:
1.a- ahmetdursunarsivi.blogspot.com/2018/01/ne-kzlderililer-turk-ne-de-turkler.html
1.b- belgelerlegercektarih.com/tag/ataturk-gunes-dil-teorisi/
1.c- www.yeniakit.com.tr/yazarlar/yavuz-bahadiroglu/ne-yaygara-ne-yaygara-19764.html
Türk Dil Kurultayı Güneş-Dil Teorisi ve Dil Karşılaştırmaları Komisyonu Raporu
- Chaghdash_Turk_Yazi_Dilleri-I-(Ahmet_Buran-Ercan Alkaya)_(Anadolu-
2011)%20(1).pdf, Sayfa 9, paragraf 5
- Tuna O.N. Sümer ve Türk dillerinin tarihi ilgisi ile Türk dilinin yaşı meselesi,TDK yayınları, Ankara, 1990 , s.6
19 February 2014, George Bailey, NİAGARA, ONGİARA, IAGARA, YAGERO, NİAGRA, NİAGRO, ONEARGORAGH